Dikkat ediyor musunuz toplum olarak araştırmadan uzak ne de tembel bir millet haline geldik.
Bize servis edilen bir habere hemen inanıyor, duyduğumuz, gördüğümüz her şeyi doğru zannediyoruz. Aslında görünenle gerçeğin arasında ki farkı anlayabilmek için biraz durup sabredip düşünürsek işin aslının farklı olduğunu anlayabiliriz. Yani bize sunulanla gerçek her zaman aynı olmayabiliyor. Haber her zaman bir haber niteliği taşıdığı için haber değildir. Kimi zaman kendisi, kimi zaman kendisiyle ilgilenilirken bir başkası, kimi zaman da sen ona inandırılmak isterken kitlelerin yönlendirilmesi sanatıdır haber…
Sınavlarda olumsuz soru takılarının altı çizili olurmuş. Şimdi altı çizili cümlelere dikkat!
Ezberci olmamalıyız.
“Ezbere ve kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek ve de bu bilgileri gerçek kabul dip bu ağızla hareket etmek kişiyi yanlışa götürür sonrada doğru olmayan bu bilgi sizin gibi duyan herkes inanır. Ezbere; yani bir haberin önünü arkasını araştırmadan medyanın bize servis ettiği şekliyle kopyala yapıştır mantığıyla yorumlama becerisinden uzak bir şekilde hareket eder isek kim bilir kimlerin değirmenine su taşırız.
Reflekslerimizle hareket etmemeliyiz.
Olaylar karşısında biraz sabredip işin gerçek yüzünün ne olduğunu anlamak için hiçbir şey bilmiyor isek biraz bile bekleyip görelim ki var edilen bu kaostan en çok kim yararlanacak ise o işin müsebbibi o dur. Yanı reflekslerimizle değil akıl süzgecimizle hareket etmeli ve tepkilerimizi yerinde ve zamanında vermeliyiz.
Hızlı kararlar vermemeliyiz.
Verdiğimiz kararların sonucunda meydana gelecek olan sonuçların bireye ve topluma fayda sağlayabilmesi için aklıselim hareket etmek gerekir ki bizim faydamıza olan bir sonuç bir başkasının zararına olmasın. Ne demiş atalarımız ‘’ Erken öten horozun başı kesilir’’
Şimdi tüm bu önerilerden sonra çok değil yakın tarihte meydana gelen ve önümüze servis edilen yerel, ulusal hatta uluslararası olayları bir düşünelim ve bu olaylar sonrasında toplumun her bir kesiminin paylaşımlarını ve konuştukları ağızlara bir kulak kesilelim aynı olaylarda farklı farklı bakış açıları göreceksiniz. Peki, bunlardan hangisi gerçeği yansıtmaktadır? Bizler bir inanışa sevk edilirken kimler hangi yollarla başka başka amaçlara hizmet etmektedir? Gündemi sıkı takip etmek ama bekleyip doğru tepkiyi vermek gerekir.
Bu sebeple ben derim ki sizlere: Dereye sel geldiğinde çayın berraklaşmasını bekleyin, zira bulanık akan suda ne olduğunu bilemezsiniz.